Dünyada en güzel iki duygu varsa onlar da sevgi ve aşktır! Bu nedenle olmalı ki dünyamızı güzelleştiren kültürel varlıklarımız olan şiirler, şarkılar, efsaneler ve filmler en çok aşk ve sevgi duygularını konu alır. Hepimiz hayat yolculuğumuza başlar başlamaz sevgi dolu ellere doğmak isteriz. Aslında bir anlamda sevgi arayışı dünyaya geldiğimiz andan itibaren değil, annemizin karnında dış dünyayı duymaya başladığımız andan itibaren oluşmaya başlar. İlişkiler ise bu sevgi arayışından kaynaklı, ilerleyen yaşlarda hepimizin ruhundan parça taşıdığını düşündüğümüz başka bir ruh bulmamızla ortaya çıkar ve birçok duyguyu paylaşarak bu kişiye bağlanırız. İşte bu bağlanma şeklimiz ilişkimizin türünü ortaya koyar ve bize dünyaya bağlanma biçimimizle ilgili de ipuçları verir.
1) A Tipi İlişki
A ilişki türünü şu şekilde açıklayabiliriz: “A” harfinin sağdaki veya soldaki dikey tarafı sildiğinizi düşünün, diğer taraf ayakta kalamaz yıkılır. Çünkü iki dikey çizgi de “A”nın tepe noktasında birbirlerine dayanmış şekilde yaşayıp gitmektedir. Tam da bu örneğin ortaya koyduğu gibi A tipi ilişkide, ilişkideki iki birey birbirlerine adeta bağımlıdır. Biri olmazsa diğeri yaşayamaz, ayakta duramaz, yıkılır. İlişkiden ziyade adeta bağımlılığı anımsatan bu ilişki türünde çiftler her yere birlikte, çoğunlukla el ele giderler. Her yerde onları el ele, dudak dudağa veya göz göze görürsünüz. Onlar için tensel teması bırakmak, ötenazi olmak gibidir! 😊 Birbirlerine takma adlar takarlar ve bu şekilde hitap ederler. Farklı arkadaş grupları yoktur, varsa da sürekli birbirleriyle olmayı tercih ettikleri için kendilerini ortamlardan izole etmeye başlarlar. Bu ilişki türü güvenli bağlanma türü değildir, bu nedenle her iki tarafın da kendi özel alanlarını oluşturmaya ihtiyaçları vardır. Sağlıklı bir birliktelik için önce birey olarak var olabilmek önemlidir.
2) M Tipi İlişki
M tipi ilişkide tıpkı bir önceki örnekte olduğu gibi M’nin en soldaki ya da en sağdaki dikey ucunu sildiğinizi hayal edin. Diğer taraf yıkılmayacaktır. Burada ortada her iki taraftan uzanan ve “V” şeklini oluşturan ayrı bağlantılar vardır ve bu bağlantılar bir taraf olmasa da diğer tarafı ayakta tutar. Örnekle bağdaştırmak adına şunu söyleyebilirim ki bu ilişki tipinde, her iki taraf birbirlerine fazla mesafelidir. Uzaktan görseniz arkadaştan farkı olmayan, birbirlerine fazlasıyla saygılı, kıskançlığın olmadığı ilişki tipleri M tipi ilişkidir. Bu çiftler adeta sosyal kelebeklerdir. Sürekli arkadaş ortamında vakit geçirirler. Baş başa kaldıklarında cinsellik dışında pek bir paylaşımları yoktur. Birbirlerine bağlanma düzeyleri düşük olduğu için de ayrıldıklarında muhtemelen taraflardan her ikisi de çok büyük bir eksiklik hissetmeyecektir. Sağlıklı ilişkide belirli bir düzeyde bağlılık şarttır, M tipi ilişki ne kadar saygı dolu olsa da sevgi, bağlılık ve samimiyet yönünden eksik olduğu için sağlıklı bir ilişki türü denemez.
3) H Tipi İlişki
“H” harfinin sağındaki veya solundaki dikey çubuğu sildiğinizi hayal edin. Öteki taraf birazcık yana yatsa da 'A'daki kadar devrilmeyecektir. Örnekten de anlamışsınızdır, “H” tipi ilişkide her iki taraf da olması gereken mesafededir. Bu ilişki türünde partnerler kendi özel arkadaş ortamlarında vakit geçirirler. Ortak arkadaş gruplarıyla da çift olarak sosyal ortamlara katılırlar. Kendilerine özel alanları vardır ama birlikte de verimli zaman geçirebilirler. Saygı ve sevgi bir aradadır, bağlanma da ideal düzeydedir. Şayet ilişki biterse taraflar olması gereken düzeyde bir eksiklik hissederler ama yıkılmazlar, hayatlarına da birey olarak devam edebilirler. Bağlanma şekli olarak güvenilir ve en sağlıklı ilişki tipi olduğu için ve birey olarak da var olabilmeyi ortaya koyduğu için ideal ilişki türüdür.
Tekrar altını çizmek isterim ki sağlıklı bir ilişki, sağlıklı bireylerin bir araya gelmesiyle olur. İlişki türünüzü bilmek ilişkinizdeki var olan problemleri çözmek için yeterli olmayacaktır. İlişkinizde pürüzler olduğunu düşünüyorsanız ve çözüm yolu bulamadıysanız ayrı ayrı veya çift olarak terapistlerden profesyonel bir yardım alabilirsiniz. İşimiz fallara kaldı diyenler, ne duruyorsunuz, buyurun Falizma'ya!